Reenkarnasyon



REENKARNASYON

Reenkarnasyon ya da ruh göçü, ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Hindular, Jainistler, Vikanlar, Kaodaistler, Ekistler dışında; Dürzilik ve Nusayrilik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.
Bilinen Batı tarihinde ilk kez; Sokrat, Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski MısırKeltMaya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır. İskandinav mitolojisinde de ruh göçüne ilişkin öğeler bulunmaktadır.
Yeniden doğma konusunda önde gelen figürlerden biri İtalya'nın baş filozofu ve şair Giordano Bruno olmuştur. 
Ruh göçü kavramı Alman edebiyatının klasik dönemi sırasında çok ilgi çekmiştir. Goethe, eserlerinde bu kavramı canlandırmış ve Lessing, Charles Bonnet ve Herder' den edindiği ruh göçü fikrini daha ciddi olarak ele almıştır. Hume ve Schopenhauer' da ruh göçü fikrinden saygıyla söz etmiştir.


REENKARNASYON VE KARMA

Kuşkusuz karma düşüncesi reenkarnasyon teorisinden (veya yasasından) ayrılamaz. Reenkarnasyon süreci ölümsüz varlıkların, ruhların veya özlerin daha yüksek bir varoluş haline (veya bilinçlilik haline) hazırlık olarak bazı dersleri ve özel varoluş yollarını öğrenmek için fiziksel dünya ortamı vasıtasıyla ortaya çıkışıdır. Reenkarnasyona göre; tüm "varlıklar" "başlangıçta" yaratılmışlardır ve sevgi, sabır, ılımlılık, denge, özveri, inanç gibi temel ruhsal derslerin öğrenilmesi için periyodik olarak cisimlenirler.



TENASÜH
Ruh göçü kavramı Türkçe' de "Tenasüh" olarak bilinir. Dünyada ölen kimsenin; ödül ya da ceza olarak yaşamının karşılığını bulmak üzere, ruhunun başka bedene (bitkiye, hayvana veya insana) geçerek ona hayat verdiği, canlandırdığı varsayılan inanca verilen isimdir. Tenasüh genel itibari ile sözlüklerde İslam inancında aslında tenasühün olmadığı, bu anlayışın Hind ve Uzak Doğu kökenli olduğu vurgulanmıştır. 

REENKARNASYON İLE TENASÜH ARASINDAKİ  FARKLAR

* Tenasüh inanışında "ruhların sürekli olarak tekrar bedenlenmesi" ilkesi bulunmakla birlikte, deneysel spiritüalizmin reenkarnasyon kavramındaki "ruhsal tekamül" ilkesi bulunmaz. Oysa reenkarnasyon kavramında ruhsal tekamül ilkesi vardır; yani ruhların dünyada bedenlenmesi tekamülleri içindir.
*Tenasüh inanışı, ruhların dünyaya gelip gitmelerini ceza ve ödül düalitesine dayandırır. Deneysel ruhçuların reenkarnasyon kavramında ise varlığın cezalandırılması veya ödüllendirilmesi gibi birşey söz konusu değildir. Reenkarnasyonizme göre; dünya yaşamı, yapılmış hataların intikamının alınması için oluşturulmuş olamaz. Kısaca, insan dünyaya bir önceki yaşamında neden başarılı olamadığının hesabını vermek için değil, gelişmek için gelir. ( Bir insan ruhunun bir sonraki yaşamında dünyaya geleceği beden, onun tekamül gereksinimlerine ve nedensellik kuralına göre belirlenir.)
*Tenasüh inanışına göre, bir insan ruhu ceza aldığı takdirde bir sonraki bedenlenmesinde dünyaya bir hayvan bedeninde gelebilir. Reenkarnasyon kavramına göreyse; tekamülde geri dönüş, yani gerileme yoktur; zaten bir hayvan bedeni insan ruhunun gelişim gereksinimleri için yeterli olmaz.