Astral Seyahat

 ASTRAL SEYAHAT NEDİR?

   Astral seyahat kavramı spiritüalizm, okültizm ve teozofi kapsamında kullanılan bir kavramdır. 

   Parapsikoloji olayına inanan insanların esiri beden veya astral beden olarak adlandırdığı, ince madde olarak gösterilen maddelerden oluştuğu söylenen bedenle yapılan bir tür seyahattir.

   Kısaca astral seyahat; insanın bilinci yerindeyken, ruhunun bedeninden kısa süreliğine ayrılarak gerçekleştirdiği bir beden dışı deneyimdir. Astral seyahat yapanların söylemine göre; ruh, fiziksel bedenle ilişkisini kesmeden başka bir şehre, başka bir ülkeye, uzak gezegenlere hatta galaksilere bile gidebilir. Duvarlar, camlar, kapalı kapılar gibi fiziksel nesneler ve mesafeler astral beden için sorun olmadığı ileri sürülür.

***


TARİHÇESİ

   Çok eski tarihi kayıtlar incelendiğinde ; Eski Mısırlıların, Kuzey Amerika Kızılderililerinin, Çinlilerin, Yunan filozoflarının, Orta Çağ simyacılarının, Okyanusya Halklarının(Şaman kökenli), Hinduların, Yahudilerin, Müslümanların astral seyahati bildikleri ve bazı dini ritüellerinde uyguladıkları tespit edilmektedir.

   Örneğin; Tibet'te astral seyahat yapmış kişilere; "öteden geri dönen" anlamına gelen "delogs" adı verilirdi.
   Eski Mısırlılar ise; astral bedeni "Ka", can ya da ruhu "Ba" olarak adlandırır ve her ikisinde de istedikleri zaman fizik bedenlerinden ayrılabildiklerine inanırlardı. E. A. Wallis Budge, "Mısır'ın Ölüler Kitabı" giriş bölümünde, Eski Mısırlıların Ka'yı ait olduğu kişinin özelliklerine sahip olan ve onun gibi görünen soyut bir beden olarak gördüklerini, bununla birlikte fizik bedenden bağımsız ve istediği her yere gitmekte özgür olduğunu belirtir.

   Astral seyahat denilince akla ilk gelen kültür ise Şamanlar olmaktadır. Şamanik uygulamalarda ve kabile kültürlerinde hem bireysel hem de toplu trans deneyimlerinin çok önemli bir yeri vardır. Öncelikle şaman denilen kişi, psişik yetenekleri oldukça gelişmiş hassas bir medyumdur. Ruhsal alemdeki bedensiz varlıklarla iletişim kurup, onların etkilerini ve fikirlerini yeryüzüne aktarabilen bir insandır. Şamanik kökenli kabile kültürlerinde uygulanan çeşitli ritüellerin ve ibadetlerin de asıl amacı bir tür trans halini sağlayarak, insanın ruhsal dünya ile ilişkiye geçebilmesini sağlamaktır.

***

    Tüm zamanların en ünlü astral seyyahlarından biri de Edgar Cayce'dir. Cayce, (18 Mart 1877-3 Ocak 1945) Amerika'nın önde gelen psişiği (medyumu) olarak biliniyordu. Kendisinden belki de binlerce kilometre uzakta olan hasta insanlara tıbbi tanı koyabilmek için transa girebiliyordu. Trans halindeyken, yaşamsal işlevleri sanki ölüme yakın bir komadaymış gibi tamamen yavaşlıyordu. Daha sonra, kendisinin "daha ince beden" adını verdiği beden, sorunun ne olduğunu belirlemek için hastaların bilinçaltı zihinlerine seyahat yapıyordu.


***


   Bu konu hakkında en çok araştırmayı Robert Monroe adlı bir yazar yapmıştır ve bu araştırma Amerika Birleşik Devletleri'nde 1971 yılında kurulmuş Monroe Enstitüsü(The Monroe Institute) adıyla bilinen bir kurumda devam etmektedir.

Monroe Enstitüsü Basamakları
1.Adım: Hem fiziksel hem de zihinsel olarak rahatlayın.
2.Adım: Bir hipnoagogik durumuna girin ya da yarı uyuyun.
3.Adım: Fiziksel duyum üzerinde zihinsel duyuma öncelik vererek durumu derinleştirin.
4.Adım: Ortamınızdaki, titizlikle ortaya çıkan bir durumdaki belirgin titreşimin varlığına dikkat edin.
5.Adım: Titreşimi fiziksel bedeninizde uygulayın ve varlığıyla rahatlayın. Bunun amacı, ince gövdeyi nazikçe fiziksel bedenin dışına sallamaktır.
6.Adım: Uzuvları ve gövdeyi terk etme konusundaki düşüncelerinize odaklanın ve her seferinde bir tane yapmaya çalışın.
7.Adım: "Kaldırma" olarak bilinen, fiziksel bedeninizden zahmetsizce kaymaya odaklanın.


***


   Astral seyahati nasıl yapabiliriz; 
 - Öncelikle sizi rahatsız eden veya hissettiğiniz aksesuarları çıkarın. Oda, göz kapaklarınıza doğrudan ışık gelmeyecek şekilde karanlık olmalıdır. Başınız kuzeyde olacak şekilde sırtüstü yatmanız ve birisi tarafından rahatsız edilmeyecek bir yerde olmanız önemlidir. Sessiz ve sakin ortamlar tavsiye edilir. Ancak odaklanmak için müzik dinlemeyi tercih ediyorsanız, dinlendirici ve doğa seslerinin yer aldığı meditasyon müziklerini tercih edebilirsiniz. Düzenli ve çok hızlı olmayacak şekilde nefes alıp verin ve bunu devam ettirin. Aldığınız tüm nefesi dışarı vermeye çalışın. Bunu düzenli yapmak konsantrasyonu sağlayacaktır.
  
   - Her şey hazır olduğunda ise; zihinsel gücünüzü kullanarak bedeninizin bir metre yukarıda olduğunu hayal edin ve alnınızdan yukarı doğru kalkıp ayaklarınızın üzerinde durduğunuzu düşünün.
  - Farklı bir yöntem olarak; kuzeye doğru yatış şeklinizi güneye doğru yatmış gibi düşünerek beyninizi aldatın. Beyniniz tam tersini ispatlamaya çalışacak. Beyninize inandırdığınızda yükselmeyi gerçekleştireceğinize odaklanın. Yükselmede zorlanıyorsanız her nefes alıp verişinizde daha hafifleyerek yükseldiğinizi düşünün. 
  - Ayrıca yukarıda asılı bir ipi çektiğinizi düşünmek de yükselmenin bir diğer yoludur. Titreşimler hala oluşmadıysa; ipi her çektiğinizde bunları hissetmeye daha yakın olacak ve rahatlayacaksınız.
 - Konsantre olmanıza rağmen ayrılmayı gerçekleştiremiyorsanız kendinizi su altında düşünün. Nefesiniz yavaş yavaş azalacağı için yukarı çıkmanız gerekecek. Ayağınıza dolanan yosunlardan kurtulmaya çalıştığınızı düşünün. Yukarı çıkma isteğiniz ve yorulan nefesiniz sizi vücudun dışına atacaktır.
  - Ayrılma gerçekleştiğinde görüntüler ve uğultular başlar.Bu noktada yapmanız gereken düşüncelere hakim olmak ve uçuş denemesi yapmaktır.
- İlk astral yolculuklarınızda odanızın dışına çıkmamaya özen gösterin. Birkaç pratikten sonra karar vererek ruhunuzu dolaştırabilirsiniz. Astral yolculuktan dönmek istediğinizde ise; sadece bu düşünceye odaklanın ve ruhunuzun bedeninizin içine girdiğini imgeleyin.

   Bayılma, ağır hastalık, ağır uyku hali, ani şoklar ve trafik kazası gibi etkiler sonucunda istemdışı astral ayrılmalar gerçekleşmektedir. Bu durumda kişi genelde kendisini, aniden beden dışında bulur ama farkına varmadan bedene geri döner. Normal uyku halinde de bu ayrılmalar yaşanmasıyla rüya görülür ve uyku sırasında düşme, uçma gibi etkiler bunun belirtisi olabilir.

   İnanışa göre; bedenimizde ruhun bedenden kopmasını engelleyen gümüş bir kordon bulunur. Ruhumuz astral seyahat esnasında bu kordon aracılığı ile göbek çakrasından terk ediyor. Kordon koptuğunda öldüğümüze inanılıyor.

***